Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Psikoloji literatüründeki en ağır hastalıklardan biri olarak Travma Sonrası Stres Bozukluğu dikkat çekmektedir. Bozukluğun isminde nasıl ortaya çıktığı zaten ifade edilmiştir. Bireyin, yaşadığı bir travma sonrasında geliştirdiği ağır stres tepkileri şeklinde ortaya çıkmaktadır. Her insanın hayatında stresli olaylar gerçekleşir. Bu streslere bağlı olarak farklı psikolojik rahatsızlıklar gelişebilir.
İçindekiler
Öte yandan travma kavramı, stresin daha ötesinde olarak nitelendirilir. Bireyin kendisi veya sevdiği yakınlarının tehdidi söz konusudur. Buradaki tehdit, can güvenliği veya benlik algısıyla ilgili olabilir. Fiziksel olarak uğranılan saldırılar, en yaygın travma örneklerindendir. Kısaca TSSB olarak ifade edilen travma sonrası stres bozukluğuna yol açabilen bazı travma örnekleri:
- Kişinin kendisi veya yakınlarının ölümden dönmesi
- Çok sevilen yakınların vefat etmesi
- Kendisi veya yakınları için ölüm tehdidi almak, buna şahit olmak
- Fiziksel veya cinsel istismara (tecavüze) uğramak veya böyle bir olaya tanık olmak
- Çok bağlı olunan bir kişinin hayattan çıkması (ayrılık, boşanma, reddedilme, ölüm vb.)
- Kendisi veya yakınlarının ölümcül hastalıklara yakalanması
- Afetlere kendisinin veya yakınlarının maruz kalması (deprem, yangın vb.)
PTSD Nedir?
İngilizce kaynaklarda Post Traumatic Stress Disorder (PTSD) olarak ifade edilmektedir. Dolayısıyla PTSD nedir sorusunun karşılığı travma sonrası stres bozukluğundan başka bir şey değildir. Kimi yerli kaynaklar da TSSB’nin yerine PTSD kısaltmasını kullanabilirler. Bu sebeple okuyucular, farklı bir hastalıktan söz edildiği izlenimine kapılabilir.
Bir psikolojik bozukluk olarak ortaya çıkan TSSB nedir sorusuna şöyle bir tanım yapılabilir: Yaşanan travmatik olaylar neticesinde bireyin ağır stres tepkileri geliştirmesiyle karakterize bir psikolojik bozukluktur. Burada bireyin travmatik olayı kendisi yaşamış olmasıyla ilgili bir belirsizlik söz konusudur. Geçmiş yıllardaki tanı kitaplarında bireyin kendisi ve yakınları için bir tanımlama yapılmıştı. Ancak güncel kitapta tanı konulabilmesi için kişinin doğrudan travmaya maruz kalması gerektiği ifade edilir.
Bu bilgiye ek olarak vakalara bakıldığında tanık olma, haberdar olma gibi sebeplerle çok sayıda kişide travmatik etkiler görüldüğü yadsınamamaktadır. Dolayısıyla travma sonrası stres bozukluğu, kişinin kendisiyle sınırlanabilecek türde bir rahatsızlık olarak görülmemektedir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri
Travma sonrası stres bozukluğunun belirtileri üzerinde çok fazla etken vardır. Önce bunlardan bahsetmek gerekirse:
- Travma yaşayan bireyin kişilik özellikleri
- Yaşanan travmanın boyutu ve birey üzerindeki etkisi
- Daha önce ağır stresli olaylar veya travma yaşanıp yaşanmadığı
- Bireyin stresle baş etme yollarındaki becerisi
- Travma yaşayan kişinin genel ruhsal durumu
gibi etkenler hangi belirtilerin ne yoğunlukta yaşanacağı üzerinde etkiye sahiptir. Dolayısıyla travma yaşayan insanların gösterdiği belirtiler de birbirinden farklılaşabilmektedir. Bununla birlikte benzer travmalara karşı ortak verilen bazı tepkiler olduğu görülmektedir. Yaygın görülen travma sonrası stres bozukluğu belirtileri:
- Sık kabus görme
- Enerji kaybı
- Hayata karşı ilgisizlik
- Motivasyon kaybı
- Ağlama krizleri
- Depresyon
- Madde kullanımı
- İntihar eğilimleri
- Fiziksel kökeni olmayan hastalıklar (karın ağrısı, mide bulantısı, kusma vb.)
- Uyku ve iştahta ani bozulmalar
- Öfke kontrol sorunları
- Özgüven düşüklüğü
- İçe kapanıklık
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nasıl İyileşir?
Bir şekilde travmaya maruz kalan kişilerin en kısa sürede kendini toparlaması gerekir. Bu toparlanma ise genellikle tek başına atlatılamayan bir süreçtir. Travma sonrası stres bozukluğu profesyonel yardım gerektiren bir durumdur. Bu kapsamda çeşitli psikoterapi yaklaşımları kullanılır. Psikologlar tarafından verilen terapiler sayesinde kişinin duygu ve düşüncelerinde olumlu değişimler görülebilir.
Bununla birlikte psikiyatrik ilaç tedavileri de bu anlamda destekleyici olabilir. Özellikle iyileşmenin başlangıç aşamalarında daha önemli olduğu söylenebilir. Ayrıca bireyin fiziksel sorunlarına yönelik olarak da desteklenmesi gerekir. Bu doğrultuda psikiyatri tedavileri oldukça etkili olabilmektedir. Bundan sonraki süreç ise travma yaşayan birey ile psikolog arasında şekillenir.
Öncelikle kişinin iyileşmeye karşı motive edilmesi gerekir. Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişiler hayata ve geleceğe dair umutlarını kaybetmiş olabilirler. Bu sebeple de iyileşmekten kaçma veya travmalarıyla yüzleşmekten uzak durmayı tercih edebilirler. Bu nedenle psikologun yapacağı ilk görüşme oldukça önemlidir. Travmatik bireyin, bu süreçten çıkılabileceğine ikna edilmesi gerekir.
Bu şekilde yaklaşıldığında pek çok travmatik bireyin iyileşmesi sağlanabilir. Doğru telkinler ve uygun terapi teknikleri kullanıldığında başarılı olma oranları oldukça yüksektir. Bundan dolayı da travmatik kişilerin terapi süreçlerine mutlaka katılması gerekir. Herkes bilmelidir ki, travma sonrası stres bozukluğu, iyileştirilebilir bir rahatsızlıktır.
Her konuda olduğu gibi, psikolojik sağlık ve iyileşme süreçlerinde de uzman desteği almak büyük önem taşımaktadır. Samsun psikolog ihtiyaçlarınızda, Manapsikolog olarak yanınızda olduğumuzu hatırlatmak isteriz.
Yaşamın getirdiği zorluklarla başa çıkmak, kendinizi daha iyi anlamak veya ilişkilerinizi güçlendirmek için profesyonel yardım almanın değerini küçümsemeyin. Samsun’da kaliteli ve anlayışlı psikolojik destek arayışınızda, deneyimli ekibimizle her zaman yanınızdayız. İyi bir dinleyici ve rehber arıyorsanız, Manapsikolog olarak sizlere destek olmak için buradayız.